GDO ZararlarıDoğal yollarla elde edilmeyen ve gen dizilimleriyle oynanarak oluşturulan ürünlere, genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO) denir. GDO'lar 1980'li yıllarda üretilmeye başlandı. Aslında insanlar aşılama metoduyla çok eski zamanlardan beri bitkilerin genetiği ile oynuyordu. Ancak aşılama, akraba bitkiler kullanılarak yapıldığı için zararsız bir yöntemdir. GDO'larda ise alakasız bitki grupları arasında çok hızlı gen alışverişleri yapılmaktadır. GDO'ların asıl amacı, artan dünya nüfusunun ihtiyacını karşılayabilecek daha besleyici ve verimli ürünler elde etmektir. Ancak GDO'lu tohumların fiyatları geleneksel tohumlara göre daha yüksektir ve bu tohumlar ikinci yıl tohum vermez, bu sebeple her yıl yeniden alınması gerekir. Bu durum çiftçileri mali külfete sokarak zarar verir. Bilimsel Araştırmalar ve Bulgular2005 ve 2006 yılları arasında, Rusya Bilimler Akademisindeki bilim adamları GDO'lu soya ile fareleri besledi. Bu fareler aşırı derecede küçük yavrular doğurdu ve yavruların yarısından fazlası üç hafta içerisinde öldü. Sonuçlar uluslararası bilimsel makalelerde yayımlandı. 2004 ve 2005 yılları arasında Hindistan’ın Madya Pradeş bölgesinde GDO'lu pamuğa maruz kalan yüzlerce tarım işçisi, pamuk üreticisi ve pamuk işleyicisi ciddi alerjik problemler yaşadı. Yine 2005 ve 2006 yılları arasında Hindistan’ın Andra Pradeş şehrindeki Warangal bölgesinde dört ayrı köyde pamuk bitkisi artıklarıyla beslenen binlerce koyun öldü. 2005 yılında Canberra, Avustralya'daki Commonwealth Scientific and Industrial Research Organization’daki bilim adamları, normalde zararsız bir protein içeren transgenetik bir fasulyeyi farelerde test ettiler. Bir süre sonra deneye tabi tutulan farelerin ciğerlerinde iltihaplanmalar tespit edildi. Fasulyeye dahil edilen proteinin, diğer proteinlere karşı hassasiyeti tetiklediği ortaya çıktı. İtalya’daki Urbino, Perugia ve Pavia üniversitelerindeki bilim adamları, 2002'den 2005'e kadar yayımladıkları raporlarda, GDO'larla beslenen genç farelerin akciğer, pankreas ve testis hücrelerinde önemli tahribatlara yol açtığını ortaya çıkardılar. 2003 yılında Filipinler’in güneyindeki köylüler, Monsanto’nun GDO'lu ve hibrit mısırlarının çiçeklenmesiyle gizemli bir hastalığa yakalandılar. Köylülerin kanlarında bu ürüne karşı koyan antikorlara rastlandı. Bu durumla ilişkili en az beş ölüm yaşandı. 2001 ve 2002 yıllarında Almanya’nın Hesse bölgesinde GDO'lu mısır yedirilen bir düzine kadar inek öldü. Ayrıca diğer ineklerde de birçok hastalığa neden oldu ve bu inekler kesilerek telef edildi. ABD Gıda ve İlaç Kurumu’nun 1990'ların başlarında GDO'lu domateslerle beslenen farelerin midelerinde küçük küçük delikler görüldü. Sonuç ve DeğerlendirmeYukarıda verilen bilimsel veriler, uluslararası bilimsel makalelerde yayımlanmış olan deneyler ve vakalardır. Bu veriler, GDO'lu besinlerin vücut üzerinde sayısız tahribatlara neden olduğunu göstermektedir. GDO üreticileri ve bu ürünleri kullanan şirketler, kâr amacı güderek insan sağlığını hiçe saymaktadırlar. Ek BilgilerGDO'ların zararları konusunda yapılan araştırmalar ve elde edilen bulgular şunlardır:
Bu bilgiler ışığında, GDO'lu ürünlerin kullanımı konusunda daha dikkatli ve bilinçli olunması gerekmektedir. Hem insan sağlığı hem de çevre açısından potansiyel riskleri minimize etmek için daha fazla bilimsel araştırma yapılmalı ve gerekli düzenlemeler hayata geçirilmelidir. |
Günümüzde kullandığımız birçok ürünün genetiği değiştirilmiş olması nedeni ile GDOnun zararları bizi etkilemiş oluyor. Bu Gdo nun zararlarından nasıl uzak durabiliriz? Özellikle de çocuklarımızı bu zararlardan nasıl koruyabiliriz?
Cevap yazGdodan tamamen uzak durmak pek mümkün görünmüyor. Bütün gıda sektörünü etkisine almış durumda. Mümkün mertebe doğal ürünleri almaya dikkat ediniz.
Canser hanım genetiği oynanmış ürünler kötü niyetli kişiler tarafından yasal olmayan yollarla satışa sunulmuş durumdadır. Çocuklarımızı bu ürünlerden korumanın en kestirme yolu bildik ve tanıdık yerlerde gıda alışverişi yapılmalıdır. Mümkünse doğal yollarla üretilen ürünler köylerden temin edilmelidir. Böylelikle sağlıksız ürünleri hayatımızdan uzaklaştırmış oluruz.