Bal, vücut için besleyici olması ve sindirime gerek duymadan kana geçerek enerji sağlaması nedeniyle önemli bir besin kaynağıdır. Bu özelliğiyle iştahı olmayan zayıf kişilerin enerji gereksinimini karşılayacak önemli bir besin maddesidir. Ancak balın zararları mutlaka dikkate alınmalıdır. Bal, arılar tarafından bitkilerin özsularının toplanması ve kendi özel maddeleriyle işlemeleriyle peteklerde depolanan önemli bir besin maddesidir. Arıların kendi yaptıkları petek bal, doğal petekli bal olarak tanımlanırken, diğerleri yapay yani fenni kovan balı olarak tanımlanır. Yapay ballar fazla miktarda üretilebilir. Petek gözlerinden çıkarılan bal ise süzme bal olarak tanımlanır.

Bal, içeriğinde şeker bulunduğundan iştahı fazla olan kişilere, şişman kişilere, fiziksel aktivitesi az olan kişilere ve şeker hastalarına uygun değildir. Özellikle şeker hastalarının kan şekerini ani şekilde yükseltebilir. Bazı kişilerde ise kan şekerinde ani düşüşlere neden olabilir. Bu şekilde etki gösterirse, balın tüketilmesinde sakınca görülmez.

Mide ameliyatı geçirmiş kişilerde damping sendromu denen durumlarda bal tavsiye edilmemektedir. Balın sindirime ihtiyacı olmayıp, direkt olarak kana geçme özelliği olduğundan, bu durumda olan kişilere önerilmez.

Süzme balın içine şeker ve bazı katkı maddeleri ilave edilerek yapay bal üretilebilir. Üzüm ve bazı meyvelerin suyu güneş altında yoğunlaştırılıp süzme bal üretilebilir. Bunların lezzeti ve kokusu gerçek baldan farklıdır. İçine ayva peltesi, nişasta, süt, su, besin boyası gibi maddeler konularak balda hileli üretim yapılabilir. Bu tür balların tüketilmesi de insanların sağlığına zararlı olabilir.

Arıların doğal ortamdan yaptıkları balların içine zehirli bitkilerden bazı maddeler karışabilir. Bunun en bilineni andromedotoksin denilen zehirdir. Bu daha çok Marmara ve Karadeniz bölgelerimizde yaygındır. Bu tür balın ayırt edilmesi oldukça güçtür. 50-100 gram balın tüketilmesinden yaklaşık 20 dakika sonra zehirlenme belirtileri görülmeye başlar. Kusma, mide bulantısı, baş dönmesi, halsizlik, terleme, ishal gibi etkiler görülebilir. Bu durumda hastanın kusturulması, ishal yapıcı ilaçlar verilmesi ve sindirim yoluyla atılması sağlanmalıdır. Bu yüzden balın yararları yanında böyle zehirli etkileri de dikkate alınmalıdır.

Arılar bal yapımında nektar toplarken botulizm denen bakteri sporlarını alarak bal yapabilirler. Yetişkinler bu balı tüketirken savunma sistemlerinin gelişmiş olmasından ve mide asidi etkisiyle bunu tolere edebilirler. Ancak bebeklerde sindirim sistemi botulizm sporlarını etkisizleştiren, bunların çoğalmasını durduracak bakterilerin gelişmesi henüz gerçekleşmemiştir. Bu nedenle zehirlenme etkisi gösterebilir. Bu, bebeklerde yutkunma zorluğuna ve nefes alma zorluğuna neden olabilir. Vücutta güçsüzlük etkisi göstererek, ciddi boyutlara ulaşabilir. Bu nedenle bebeklere bir yaşından önce bal verilmemelidir.

Bal, zayıf yapılı kişilere, hasta olanlara her zaman önerilen bir besindir. Ancak bal tüketirken yerine göre zararlı olabileceği mutlaka dikkate alınmalıdır. Gerektiği kadar doğru yerde bal tüketilirse, faydaları mutlaka olur. Ancak bilinçli tüketilmesinde fayda vardır.