İsraf, sadece bireyleri değil, aynı zamanda toplumları ve global ekonomiyi de derinden etkileyen ciddi bir sorundur. Gelecekte daha sürdürülebilir ve refah dolu bir dünya için, israfı azaltma yöntemlerini ve bunun neden önemli olduğunu anlamamız gerekmektedir. İsraf denildiğinde akla ilk gelen genellikle yiyeceklerdir. Ancak israf sadece yiyeceklerle sınırlı değildir; elektrik, su, doğal gaz, para ve daha birçok kaynağın bilinçsizce kullanılması da israf kapsamına girer.

İsrafın başlıca nedenleri arasında bilinçsiz harcama ve tembellik yer almaktadır. Günümüzde hem zengin hem de fakir kesimler israftan kaçınmamaktadır. Bu durum, küresel ölçekte önemli bir sorun haline gelmiştir. Allah'ın "Yiyin, için ancak israf etmeyin; çünkü Allah israf edenleri sevmez" ayetini hatırlamak, bu konunun dini ve ahlaki boyutunu da gözler önüne sermektedir.

İsrafın bireysel ve toplumsal zararları, sadece kişileri değil, aynı zamanda ülkeleri ve dünyayı ilgilendiren bir sorundur. İsraf, ekonomik kaynakların verimsiz kullanılmasına ve doğal kaynakların hızla tükenmesine yol açar. Bu da hem ekonomik hem de çevresel açıdan sürdürülebilirliği tehdit eder.

Ekmeğin içerisinde kullanılan malzemeler, fırında çalışan kişilerin maaşları, pişme esnasında kullanılan yakıt ve bir ekmek meydana gelene kadar harcanan her şey bir ihmal sonucu çöpe gidiyor. Bu hem ülke ekonomisine hem de bireysel olarak kişilerin ceplerine yansıyor. Fiyatı bize ucuz gelip de kolayca çöpe attığımız ekmeği herkes bizim gibi düşünüp attığı zaman yukarıda verdiğimiz oranlar ortaya çıkıyor. Oysaki akşam yemeğinden sonra evdeki ekmek stokunu kontrol edip, fazla ekmekleri dondurucuya koysak bu israfı tamamen durdurabiliriz. Dondurucuda sakladığımız ekmeklerle neler yapabiliriz, nasıl değerlendirebiliriz ona bakalım. Dondurucuda saklamakta olduğumuz ekmekten köfte, İskender, ekmek tatlısı, ekmek mantısı, yumurtalı ekmek ve daha birçok yiyecek hazırlayabiliriz ya da sofraya oturmadan 5 dakika önce çıkarıp fırında ısıtarak ekmeği yeniden değerlendirebiliriz. Bir kişi isterse ülke, ülke isterse dünya değişir.

Yukarıda verdiğimiz oranlar ortalama ihtiyaç gibi gözükse de bir de ihtiyaç dışı kullandığımız, yani israf ettiğimiz suyu düşünelim. Diş fırçalarken boşa akan üç dakikalık su, sebze yıkarken boşa akıttığımız su, bulaşık durularken boşa akıttığımız su, duşta boşa akan su, elleri ve yüzü yıkarken boşa akan su, işte bu gözden kaçırdığımız keyfi tembellikle boşa akan su, gelecek nesillerimizin susuzluğu demektir. Henüz dünyaya gelmemiş bir insanın susuz kalmasının sebebi olmak istemiyorsak, peygamber torunlarının suya muhtaç gittiklerini unutmadıysak, bu israfa biz dur demeliyiz. Evimizde hayatımızı kolaylaştıran makineleri biz kontrol edelim. Elektrik kullanımını en aza indirelim. Evlerimizde bulunan avizelerin 5 adet ampulü varsa onu bire düşürelim. Kışın buzdolabının ayarını düşürelim. Kombilerimizi sabitleyelim ve kullanmadığımız odaların peteklerini kapatalım. Artan yemeklerimizi bir şekilde yeme şansımız yoksa, hayvan barınaklarına ya da sokak hayvanlarına verelim. İsrafın her türlüsünden sakınalım, tasarruf için önemli bir adımı ilk kendi evimizden atalım.