Alkol, beyin ve sinir sistemini olumsuz yönde etkileyen ve bağımlılık yapan bir içecektir. Aşırı kullanımı, kişinin karar verme yeteneğini kaybetmesine ve düşünme kabiliyetinin zayıflamasına yol açar. "Kötülüklerin anası" olarak da anılan alkol, bireyler için faydalı bir içecek değildir ve birçok zararı vardır. Alkol ağız yoluyla vücuda alındıktan sonra hızla kana karışır, ancak vücuttan atılması daha uzun sürer. Alkolün yaklaşık %90'ı karaciğerde parçalanırken, geri kalan %10'u hava yoluyla, ter ve idrarla vücuttan atılır. Bu nedenle, alkolün en fazla zarar verdiği organ karaciğerdir.

Aşırı alkol tüketimi, beyin ve sinir sistemine olumsuz etkiler yapar. Alkol, birçok kişide unutkanlık ve bellek sorunlarına neden olur. Alkol alan bireyler, ister yeni başlamış ister bağımlı olsun, genellikle alkol tükettiği dönemi hatırlamakta zorlanır. Aşırı alkol tüketimi, geçici hafıza kayıplarına ve bellek sorunlarına neden olabilir. Ancak, alkol tüketmeyen bireylerde bu tür sorunlar gözlenmez. Aşırı alkol tüketen kişilerin ortak sıkıntısı, sabahları uyanamama ve güne bitkin başlamaktır. Beyin fonksiyonlarını olumsuz etkileyen alkol, aynı zamanda geçici hafıza kayıplarına ve baş ağrısına da yol açar. Eğer kişi alkol bağımlısı ise, erken dönemde tedaviye başlanmalıdır; ilerleyen süreçlerde alkol bağımlılığının tedavisi zorlaşır ve birçok kişi olumlu tepkiler veremez.

Alkol, mideyi tahrip eden bir içecektir. Özellikle midenin iç yüzeyini tahriş ederek reflü ve gastrit sorunlarına yol açar. Bu durum, mide yanması ve kusma hissine neden olur. Aynı zamanda yemek borusunun alt ve üst kısımlarında ufak yırtıklara yol açabilir. Bu yırtıklara tıp literatüründe Mallory-Weiss yırtıkları adı verilir. Bu durum, besinlerin emilmesinde sorun yaratır. Ancak alkol tüketimi bırakıldığında bu yırtıklar iyileşir ve zamanla ortadan kalkar.

Yağlanmış ve büyümüş karaciğer, yemek borusu varisleri ve alkol hepatiti gibi sorunlar, aşırı alkol tüketen kişilerde görülür. Bu durumlarda acilen tıbbi müdahale gereklidir. Alkol, ağız yoluyla alındıktan sonra karaciğerde emilir ve burada parçalanır. Eğer karaciğerin aldığı alkol miktarı çok fazla olursa, alkol kanda kalır. Alkol alan kişilerde ertesi gün görülen baş ağrısı ve ağız kuruluğunun nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, alkolün idrar söktürücü etkisi ve bu nedenle oluşan su kaybı, ağız kuruluğuna yol açabilir.

Alkol tüketen ve özellikle bağımlı olan kişilerde cinsel sorunlar görülebilir. Bu sorunların başında cinsel isteksizlik gelir. Erkeklerde sıkça görülen iktidarsızlık ve sertleşme kaybı, aşırı alkol tüketen erkeklerin ortak sıkıntısıdır. Kadınlarda ise adet düzensizliği sıkça görülür. Kadınlar, vücutlarının daha hassas olması nedeniyle, aşırı alkol tüketiminden olumsuz etkilenir. Aşırı alkol tüketen kadınlarda erken menopoz, sinirlilik, agresiflik ve hamile kalamama gibi durumlar gözlenir.

Hamilelik döneminde alkol tüketimi, anne ve bebeğin sağlığına ciddi tehditler oluşturur. Özellikle bebeğin beyin ve fiziksel gelişimini olumsuz yönde etkiler. Gebelik döneminde aşırı alkol tüketen anne adayları, düşük ve erken doğum riski taşır. Gebeliğin erken dönemlerinde alınan alkol, bebeğin düşmesine veya anne karnında ölmesine yol açabilir. Aynı zamanda anne karnındaki bebeğe de geçen alkol, bebeğin durumunu kötü etkiler. Eğer anne düşük yapmamış ya da erken doğum gerçekleşmemişse, doğum sırasında bazı komplikasyonların gelişmesi kaçınılmaz olacaktır.

Alkol, birçok zararı olan ve vücudun çeşitli organlarını olumsuz yönde etkileyen bir maddedir. Beyin ve sinir sisteminden sindirim sistemine, cinsel işlevlerden gebelik dönemine kadar birçok alanda zararlı etkileri bulunmaktadır. Bu nedenle, alkol tüketiminin sınırlandırılması ve mümkünse tamamen bırakılması, sağlıklı bir yaşam için önemlidir. Alkol bağımlılığı olan kişilerin ise erken dönemde tedaviye başlaması, ilerleyen süreçlerde karşılaşılabilecek ciddi sağlık sorunlarını önlemek açısından kritik önem taşır.