HES Zararları
Hidroelektrik santralleri (HES) yenilenebilir enerji kaynakları olarak bilinirler. Ancak, inşa ve işletme aşamalarında çevre ve insan sağlığı üzerinde önemli olumsuz etkiler yaratabilirler. Bu etkiler inşaat aşaması ve işletme aşaması olmak üzere iki ana kategoride incelenebilir.
İnşaat Aşamasındaki Etkiler
HES'lerin inşaat aşamasında çevreye verilen zararlar oldukça büyüktür:
- HES'ler, elektrik üretimi için dik yamaçların tahribine yol açar. Sarp ve dik arazilerdeki kot farkı, gerekli olan suyun düşüş yüksekliğinin elde edilebilmesi için kullanılır. Bu durum, dik yamaçların yol, cebri boru, tünel veya iletim kanallarının yapılabilmesi için yarılmasına neden olur.
- HES inşaatları sırasında ağaçların kesilmesi, erozyonu artırır. Teraslama gibi önlemler erozyonu azaltmak için yetersiz kalabilir ve toprak kaymalarına yol açabilir.
- Su, uzunluğunda kilometrelerce olan açık iletim kanallarıyla veya borularla toplanır. Bu yapılar, yaban hayatını olumsuz etkiler ve hayvanların su, avlanma ve beslenme gibi temel ihtiyaçlarını karşılamak için kilometrelerce yol kat etmelerine neden olur.
- İnşaat alanından çıkan hafriyatlar genellikle dere yataklarına dökülür. Bu durum, dere yatağının dolmasına, suda çözülmüş oksijen miktarının azalmasına ve suyun ısınmasına yol açar. Bu etkiler, sucul canlıların yaşamlarını ciddi şekilde tehdit eder.
- İnşaat alanlarına açılan yollar, yaban hayatının daralmasına neden olur ve avcıların yaban hayvanlarına ulaşmasını kolaylaştırır.
- İnşaat sırasında yapılan patlatmalar, ciddi ses ve toz kirliliğine neden olur. Bu sesler, yaban hayatı için zararlıdır ve toz, bitkilerin fotosentez hızını düşürür ve büyümelerini yavaşlatır.
İşletme Süresindeki Etkiler
HES'lerin işletme aşamasında çevreye verilen zararlar da oldukça büyüktür:
- HES'ler elektrik üretimi için nehirdeki suyun büyük bir çoğunluğunu kullanır. Bu durum, suyun akış hızı, akış miktarı, nehrin derinliği ve taban yapısının önemli ölçüde değişmesine yol açar. Bu değişiklikler, nehir ekosistemini olumsuz etkiler.
- Suyun azalması, yer altı su seviyesinin düşmesine neden olur. Bu, yer altı suyuyla yetişen galeri ormanlarına ve bitki örtüsüne zarar verir. Sonuç olarak, sucul ve yarı sucul canlılar zarar görür ve nehir yatağı etrafındaki bitkisel yapı kaybolur.
- Nehirlerin taşıdığı sediment miktarının azalması, delta ovalarının varlığını tehlikeye sokar. Delta ovaları, tarım için elverişli alanlardır ve ekolojik hayatın sürdürülebilirliği açısından önemlidir.
- Birçok balık ve omurgasız canlı, belirli dönemlerde nehir boyunca göç eder. HES'lerde su toplama yapısı olan regülatörler, bu göçleri engeller. Göçlerin tamamen ortadan kalkması, bu canlı türlerinin nehir habitatından tamamen kaybolmasına neden olabilir.
Sonuç olarak, HES'lerin çevresel etkileri oldukça geniş kapsamlıdır ve dikkatli bir şekilde yönetilmesi gerekmektedir. ÇED raporlarının bu etkileri detaylı bir şekilde incelemesi ve gerekli önlemlerin alınmasını sağlaması büyük önem taşır.
|
Sulhi
26 Temmuz 2024 CumaHES inşaatının dik yamaçların tahribine yol açtığından ve erozyonu artırdığından bahsediyorsunuz, bu durum uzun vadede ekosistem dengesi nasıl etkilenir? Ağaçların kesilmesi ve toprağın kayması gibi durumları yaşayan biri olarak, bu etkiler doğrudan yaşam alanımızı nasıl değiştirir?
Cevap yazAdmin
26 Temmuz 2024 CumaSulhi Bey, HES inşaatlarının dik yamaçlarda tahribata ve erozyona yol açması, uzun vadede ekosistem dengesi üzerinde ciddi olumsuz etkiler yaratabilir. Ağaçların kesilmesi, toprağın kayması ve doğal bitki örtüsünün yok edilmesi gibi durumlar, habitat kaybına neden olur ve birçok canlı türünün yaşam alanlarını tehdit eder. Bu tür tahribatlar, su kaynaklarının azalmasına, toprak verimliliğinin düşmesine ve mikroklimanın değişmesine yol açabilir. Yaşam alanınızda doğrudan gözlemlediğiniz bu değişiklikler, yerel toplulukların geçim kaynaklarını ve yaşam kalitesini de olumsuz etkileyebilir. Özetle, doğanın bu şekilde tahrip edilmesi, hem ekosistemi hem de insan yaşamını çok yönlü olarak tehdit etmektedir.